Ev Sahibeme sahip Çıktım

Çalışmaya başladığım ilk zamanlar da kendime küçük çaplı bir bekar evi tutmuştum. Ev sahibem üst katımda tek başına yaşayan 35 yaşların da dul bir kadındı. İşimde çok yorulduğum için evde yemek yapmakla uğraşmıyor genelde dışarıdan yemek yiyordum. Sağ olsun bazı günler ev sahibem kendisi için yaptığı yemekleri benim ile paylaşıyordu. Çok tatlı yaşına göre oldukça genç gösteren kumral ela gözlü diri bir vücuda sahip bir bayandı. Her gün spor yaptığı için oldukça dinç gözüken çıtır bir vücudu vardı. Kibarlığı, hanım efendiliği ile herkesin saygısını kazanmış itibar sahibi bir bankacıydı. Ben daha yeni mezun olmuş, ilk işine girmiş taze bir mimardım. Saygılı ev sahibim bana karşı çok iyi davranıyor oldukça anlayışlı birisiydi. Evime getirdiği yemekler ile kendimi annemin evinde hissetmeme sebep oluyor hata bazı günler hangi yemekleri sevdiğimi öğrenip hafta sonları benim için o yemekleri yapıyordu. Ben de bu kadar iyiliğin ve anlayışlı bir ev sahibinin karşısında ona teşekkür amaçlı bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Bu hafta sonu müsait olup olmadığını ona teşekkür amaçlı bir Pazar kahvaltısına götürmek istediğimi söyledim. Oldukça sevindi çünkü eşi öldükten sonra sosyal hayatını bitirmiş kendini bütün arkadaşlarından soyutlamıştı. Son bir sene önce sadece kafasını dağıtmak için işine başlamıştı. Daha iyi geldiği en azından kafasının dağıldığını söylüyordu. Bankacı olduğu için giyimine dikkat etmek zorunda olduğu için fazlasıyla zarif giyiniyor fakat hüznü yüzünden her zaman anlaşılıyordu. Pazar günü hazırlanıp beraber İstanbul’un güzel mekanlarından ve sessiz sakin bir kır kahvaltısına gittik beraber. Yol boyunca gülüp eğlendik öncelikle abla dediğim ev sahibeme sonrasında ismi ile hitap etmemi istedi. Şunun şurasında aramızda sadece 7 yaş var demişti. Bu zarif ve bana oldukça iyi davranan ev sahibemi kırmak tabi ki istemediğim için artık birbirimize ismimiz ile itham ediyorduk. Bu kahvaltı ikimiz içinde iyi gelmiş biraz nefes almıştık. Biraz sahilde yürüyüş yapıp yediklerimizi erittik. İstanbul’un güzel denizine karşı kahvelerimizi için birbirimize fal baktık. İkimiz de bilmiyordu ama keyif için bir şeyler attık. Ve o zaman hayatında uzun zamandır kimse olmadığını öğrendim. Falda uzun boylu, genç, kumral bir bey var sizin etrafınız da size ilgisi var fakat farkında değilsiniz dedim. O an resmen kendimden bahsediyor bir şeyler anlatmak istiyordum. Aaa aa benden geçti o yıllar kim bana ilgi gösterecek diyerek güzelliğini küçümsedi fakat buna izin vermedim oldukça güzel olduğunu yaşını hiç göstermediğini söyledim. Hemen yüzü kızardı ve teşekkür etti. Fakat ona karşı ilgim daha da artmıştı. Artık kalkalım diyerek ortamı dağıttı eve gittiğimiz de ikimiz de kendi dairelerimize girdik. Ev sahibem aklımdan çıkmıyor o yüzünün kızarması bana çok çekici geliyordu. Benden yaşça büyük olması hiç önemli değildi çünkü bana oldukça değer verdiğini görebiliyordum. Neyse daha fazla evde duramayıp bir tatlıcıya gidip onun en çok sevdiğini öğrendiğim tatlıyı aldım ve kapısını çaldım. Duştan yeni çıkmış kapının arasından bakmıştı. Çekinmemesi gerektiğini tatlı aldığımı söyledim ve kapıyı açtırdım. Onu ilk defa böyle görüyordum. Islak saçları vücuduna yapışmış askılı bir badi ve dar sporcu taytı güzel fiziğini ortaya koymuştu.Yüzünde hiç makyaj olmamasına rağmen taş gibi teni sıcak sudan kızarmış yanakları al aldı. Üzerime bir şeyler alıp geliyorum sen geç diyerek yatak odasına gitti. Tatlıyı hemen tezgaha bırakıp peşinden gittim. Badisini üzerinden çıkardığın da o bembeyaz pürüzsüz teni beni benden almış sikim dimdik olmuştu. Nefes alıp verişimi duyup arkasını döndüğünde burada ne arıyorsun demesine rağmen dudaklarına yapışık belinden sımsıkı tutarak kendime çektim ve yatağa yattık. Sevişmeye başladık oda karşılık veriyor heyecanıma ortak oluyordu uzun zaman olmadan içine girmiş ve boşalmıştım.